Mustafa Gültekin

Mustafa Gültekin

seferisair@gmail.com

Sedat Yalçın ile Hikmet Şahin arasındaki derin fark!

21 Ocak 2024 Pazar 23:43

Kıymetli okurlarım, en son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim: Bu saatten sonra seçimi Ak Parti tabanının ölümcül isteksizliği/memnuniyetsizliği ile baştan kaybetmiş Alinur Aktaş değil, Alinur Aktaş'a karşı rahat kazandığı seçimi Sedat Yalçın'a karşı kaybetme riski çok artan Mustafa Bozbey düşünsün...

Konu malumunuz, Yeniden Refah Partisi, Ak Parti eski il başkanlarından Sedat Yalçın'a Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı teklifi yaptı.

Sedat Yalçın da bir dizi görüşmeden, istişareden sonra teklifi kabul ettiğini açıkladı. Pazartesi (yarın) Ankara'da Genel Başkan Dr. Fatih Erbakan ile görüşüp, eli kaldırılacak ve Yalçın'ın adaylığı resmiyet kazanacak.

Açık söylemek gerekirse, bu adaylığa en çok Ak Partililer sevindi. Çünkü, Cumhur İttifakı içinde bir tarafta zinhar istemedikleri, ama ahbap çavuş ilişkisiyle dayatılan Alinur Aktaş, öbür tarafta ise dürüstlüğüne, liyakatine, vizyonuna şahit oldukları eski il başkanları Sedat Yalçın var. Cumhur İttifakı, kendi seçmenine iki aday sundu, "Hangisi daha iyi hizmet edecekse onu seçin" dedi. Daha ne desin.

Fakat bu açık ilana rağmen sayıları çok az olsa da Sedat Yalçın'ın Yeniden Refah'tan adaylığını zorlama taktiklerle Hikmet Şahin'in 2009'da Demokrat Parti'den adaylığına benzetmeye çalışanlar var.

Bu zorlama benzetme çabasını ne yanından tutsanız elinizde kalıyor. Şöyle ki; bir defa Hikmet Şahin'in Demokrat Parti'den adaylığı gündeme geldiğinde mahalle başkanından ilçe yöneticisine, meclis üyesinden sade üyeye kadar yüzlerce, binlerce Ak Partili Hikmet Şahin'in kapısına dayandı, "Lütfen aday olmayın" dedi. (Zinhar aday olmayın diyenlerden birisi olarak bu sürecin en yakın tanıklarından birisi de benim)

Ne var ki; Hikmet Şahin, herkesi karşısına alıp, Ak Parti'ye muhalif ve de anketlerde sürekli aşağı yönlü hareket eden bir partiden aday oldu.

Sedat Yalçın'ın adaylık sürecinde ise Hikmet Şahin'in adaylığının tam tersi bir durum söz konusu.

Yine şöyle ki; Sedat Yalçın'ın Yeniden Refah Partisi'nden adaylığı gündeme geldiğinde, Hikmet Şahin'in aksine, mahalle başkanından ilçe yöneticisine, meclis üyesinden sade üyeye kadar yüzlerce, binlerce Ak Partili Sedat Yalçın'ın kapısına dayanıp, telefonla arayıp, mesaj atıp, "Lütfen aday olun" baskısı yaptı/yapıyor.

Peki; insanlar neden böyle davranıyor? Kuşkusuz bunun birçok sebebi vardır, ama en bariz sebep Alinur Aktaş'ın başarısız olması. Teşkilatı önemsememesi. Başta iki yılda bitirme sözü verdiği trafik sorununun daha beter hale gelmesi olmak üzere Bursa'nın hemen hiçbir sorununa çözüm üretememesi. Yani, kibirli kabile reisi kılıklı kasaba siyasetinin şehre hakim kılınması ki; bırakın insanları, Bursa'nın tavukları bile bu görgüsüzlükten rahatsız, şikayetçi...

Tabii, bir de Alinur Aktaş'ın zorlama adaylığının MHP tarafından orantısız sahiplenilmesi var ki; Ak Parti tabanında, seçmeninde korkunç bir rahatsızlığa neden olmuş vaziyette.

Bütün bu gelişmelere rağmen Sedat Yalçın, adaylığı yine de üfleyerek kabul etti. Hassasiyeti şuydu: "Ben il başkanlığını yaptığım partiye zarar verecek bir adım atmam..." Fakat Ak Parti'nin kendi yaptırdığı anketler de dahil birçok koldan yapılan araştırmada Alinur Aktaş'ın Mustafa Bozbey'e karşı zaten kaybettiği bilinen bir gerçek.

Evet, Sedat Yalçın aday olsun olmasın, Alinur Aktaş, Mustafa Bozbey'e karşı halihazırda zaten seçimi kaybediyor. Ak Partililer kaygılı; "Reis sahaya iner ve sonucu değiştirirse ne ala yoksa Alinur Aktaş'la Bursa'yı kaybettik..." diyorlar.

İşte bütün bu gerçekler ışığında Yeniden Refah Partisi, Bursa'yı, içinde olduğu Cumhur İttifakı'nda tutma adına Sedat Yalçın'a teklif götürdü ve Yalçın da Cumhur İttifakı içinde yer alan Yeniden Refah Partisi'nin adaylık teklifine "Evet" dedi. 

Haliyle, bu adaylığa en çok Ak Partililer sevindi. Çünkü, Cumhur İttifakı içinde bir tarafta zinhar istemedikleri, ama ahbap çavuş ilişkisiyle dayatılan Alinur Aktaş, öbür tarafta ise dürüstlüğüne, liyakatine, vizyonuna şahit oldukları eski il başkanları Sedat Yalçın var. Cumhur İttifakı, kendi seçmenine iki aday sundu, "Hangisi daha iyi hizmet edecekse onu seçin" dedi...

Toparlamak gerekirse; Sedat Yalçın'ın adaylığını Hikmet Şahin'in adaylığına benzetmek, şahsi çıkara dayalı algı yaratma/yönetme hevesi, hamlesi değilse, tek kelimeyle gündemi, günceli ıskalamaktır.

Fark çok açık ortada:

BİR: Ak Partililer, o gün Hikmet Şahin'e "Aday olma" diye bastırırken, bugün Sedat Yalçın'a "Aday ol" diye bastırıyor.

İKİ: O gün Ak Parti her adayla ve şartta muhalefete karşı kazanıyordu, bugün ise çok başarısız buldukları Alinur Aktaş'la muhalefete karşı kaybediyor.

ÜÇ: O gün, Hikmet Şahin, Ak Parti'ye/Erdoğan'a en ağır eleştirilerde, hakaretlerde hatta iftiralarda bulunan ve sürekli oy kaybeden bir muhalefet partisinden aday olurken, Sedat Yalçın, Cumhur İttifakı içinde yer alan, son seçimde Erdoğan'ın seçilmesinde kilit rol oynayan Milli Görüş'ün temsilcisi ve sürekli oyunu artıran Yeniden Refah Partisi'nden aday oluyor.

DÖRT: Sedat Yalçın, Ak Parti'ye kaybettirmek için değil, bizatihi Alinur Aktaş ile baştan kaybedilmiş bir seçimi Cumhur İttifakı'nda tutmak için aday oluyor. Eğer aksi olsaydı, Yalçın, daha önce Deva ve Gelecek partilerinden yapılan vekillik teklifini kabul ederdi. Hadi onları geçtik, en son İYİ Parti'nin Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı teklifini kabul ederdi.

BEŞ: Bakın, Ak Pati, çok yıpranmış ve başarısızlığıyla en zayıf halka olan Alinur Aktaş'ta ısrar etmeseydi; bir değişime gidip, Aktaş'ın yerine Mustafa Dündar'ı veya Mustafa Esgin'i veya İl Başkanı Davut Gürkan'ı aday yapsaydı bugün parti tabanında ne böyle bir memnuniyetsizlik ne de heyecanla bir arayış söz konusu olurdu. Açık söylüyorum, hele Faruk Çelik aday yapılsaydı, Ak Parti belki de Bursa'da ilk defa Nilüfer'i bile kazabilirdi.

ALTI: Şartlar böylesine ortadayken, Ak Parti, en kötüsünü tercih etti. Haliyle Ak Parti tabanı da kaybetmemek için Cumhur İttifakı içinde yer alan, sevdikleri, saygı duydukları, dürüstlüğünden ve liyakatinden emin oldukları eski il başkanları Sedat Yalçın'a yöneldi.

YEDİ: Sedat Yalçın, sanıldığı gibi, sadece Ak Parti tabanından oy almayacak. Alinur Aktaş'ın dayatılan adaylığına tepki için Mustafa Bozbey'e oy verecek sağ seçmenin oyunu alarak, bir bakıma Bozbey'e akacak oyların önünde büyük bir set olacak.

SEKİZ: Ve hatta Sedat Yalçın, içten içe kaynayan, köpüren CHP içindeki Bozbey karşıtlarının bile tercih edeceği bir isim olacak. Yani, bu saatten sonra seçimi Ak Parti tabanının ölümcül memnuniyetsizliği ile baştan kaybetmiş Alinur Aktaş değil, Alinur Aktaş'a karşı rahat kazandığı seçimi Sedat Yalçın'a karşı kaybetme riski çok artan Mustafa Bozbey düşünsün.

SON SÖZ:

Sedat Yalçın'ın Cumhur İttifakı içindeki Milli Görüş'ün temsilcisi Yeniden Refah Partisi'nden adaylığını, Hikmet Şahin'in 2009'da Ak Parti'ye/Erdoğan'a muhalefetin de ötesinde hakaret, iftira savuran Demokrat Parti'den adaylığıyla aynı kefeye koyma çabası fazla zorlama ve kişisel menfaat kaygısı kokan bir hamleden başka bir şey değildir.

Köklü ve güçlü Erbakan idealizminin üzerinde yükselen Yeniden Refah Partisi, "Kazandırmak veya kaybettirmek" gibi taşeron bir siyasetin parçası olmaz. Aynı idealizme sahip Sedat Yalçın ile seçime sadece kazanmak için girer. Gerisi lafügüzaftır.

 

------

"Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve politikhaber.com.tr'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir."

Mustafa Gültekin Hakkında

Ağaçhisar'da 1977'de Şubat'ın ayazında anamın kucağında açmışım gözlerimi dünyaya. Babamın sıcak nefesiyle kulağıma okuduğu ezanla duymuşum adımı.

Mustafa

Kendimi, "Asabı bozuk bir yazı gündelikçisi" olarak tanımlıyorum. Gazeteciliğe, ortaokulda, okul gazetesi çıkartarak başladım. İlk basın kartımı "bir eğitim hizmeti" olarak burada aldım ve o gün bugündür kendimi mesleğin öğrencisi olarak görmeye, öğrenmeye devam ediyorum.

Araf'tan yeryüzüne dağıldığımızdan beri, yurt tutmayan düşlerimin peşinde, kaleme duyduğum hürmetle 20 yılı aşkın bir süredir yerel ve ulusal gazetelerde yazılar yazıyorum. Evliyim ve Canevim, Yürek Yongam Neslihan Azra'mın babasıyım.