Mustafa Gültekin

Mustafa Gültekin

seferisair@gmail.com

Orhaneli'nden derin kulis!

18 Kasım 2023 Cumartesi 17:05

Bilenler bilir, küçük yerlerde siyaset daha hararetli yapılır. Benim de baba ocağım olan Orhaneli'nde ise seçim olsun, olmasın ibre sürekli kaynama noktasını gösterir.

Birkaç gün önce tavan yapmış benzin fiyatlarına inat paraya kıyıp depoyu yarı doldurarak Orhaneli'ne gittim. Eş dost ziyaretinin yanında ilçenin  derin dehlizlerine uzanarak son siyasi kulislere kulak kabarttım.

Öyle şeyler işittim ki; insanın havsalası almıyor.

Fakat bu daha alçak sesle konuşulan 'kulise özelden' konuları/konuşmaları bir kenara bırakıp herkesin daha yüksek sesle konuştuğu gündeme ayna tutacağım.   

Önce İYİ Parti'den başlayayım.

Kurucu ilçe başkanı ve geçen seçimlerde İYİ Parti'nin Orhaneli belediye başkanı olan İsmail Asa ile epey hararetli bir sohbet gerçekleştirdik. Özetle, İsmail Asa, İYİ Parti'nin 'seçime tek girme' fikrini hiç doğru bulmuyor. Kararı, külliyen hatalı bulan Asa, partinin kantara çıkacağı seçimin yerel değil genel seçim olduğunu ısrarla vurgulayarak, partinin oy kaybedeceğini savunuyor. Bu durum, hatırı sayılır bir İYİ Partiliyle birlikte kamuoyunun genelgeçer bir kanaati olduğunu da hatırlatmak isterim.

Gelelim, muhalefetin diyen partilerine; İYİ Parti'nin müstakil hareket etme fikrine karşın CHP, Saadet ve Demokrat Partililer birlikte yeni bir cephe oluşturmanın peşindeler. Tamam, bunu başarsalar bile kazanma şansları pek görünmüyor, ama yine de  liderlerin yapamadığını yaparak Türkiye'ye örnek olabilirler ki; bu da gelecek adına az bir şey olmasa gerek.

Gelelim, herkesin en çok mera ettiği konuya, yani, Ak Parti'nin adayının kim olacağına. Ak Parti tabanını, daha önce hiç görmediğim kadar karamsar gördüm. Bu karamsarlık "kazanamama" korkusundan falan değil. Hep kazanan ve yine kazanmaya en yakın parti olmasına rağmen ilçenin bir şey kazanamıyor olması. Bunun sebebini ise partiden çok, partinin, Orhaneli için gösterdiği adaylarda arıyorlar. Doğrusunu isterseniz haksız da sayılmazlar.

Çünkü, bir gazeteci olmanın yanında, yörenin insanı ve vakti zamanında yönetmeye talip olmuş birisi olarak hala savunduğum şudur: Ben, yirmi yılı aşkın süredir tek başına iktidarda olan bir partinin Orhaneli Belediye Başkanı olsaydım, bırakın işi, istihdamı, eğitimi; şehri komple yıkar yeniden inşa ederdim. Bu ölümcül gerçek ortadayken şehrin hala işsizlikten göç veriyor olması akılla izahı imkansız bir durumdur ve Ak Partililer de bu yakıcı durumdan fazlasıyla muzdaripler.

Adaylık için ismi geçenleri sordum. Dünden bugüne bilindik isimleri saydılar. Hatta eski başkan İrfan Tatlıoğlu'nun, Efkan Ala kontenjanından yeniden aday gösterileceğini söyleyenler bile var.

Fakat ismi geçenlerden ziyade cevabını aradığım soru, "Siz kimin olmasını istersiniz?" şeklindeydi ki; birçok kişiden Kemal Altın ismini işittim. Birçokları için yeni bir isim gibi gelebilir, ama Kemal Altın, Orhaneli'nde doğmuş, ilk, orta ve lise eğitimini Orhaneli'nde tamamlamış, Orhanelispor'da top koşturmuş; yani, yörenin, toprağına ter akıtmış bir evladıdır.

Kemal Altın, Bursa'da uluslararası kurumsal bir firmada 19 yıl üretim müdür olarak çalışmış ve akabinde otomotiv yan sanayinde kendi firmasını kuran genç bir iş insanı olarak üretmeye ve istihdam yaratmaya  devam ediyor.

Kemal Altın ismini zikredenlere, "Neden 'Kemal Altın' diyorsunuz?" sorunu yönelttim. Aldığım cevap, aslında, Orhaneli'nde Ak Parti'nin yıllara sari sorununu da dışa vuruyordu. İnsanlar, Ak Parti'de ilçe başkanı ve belediye başkanı arasında bitmeyen kavgalardan, küslüklerden adeta illallah etmişler. "Yüzü gülen bir başkan" olsun istiyorlar. Gündelik dedikoduların dışında olsun ve herkesi kucaklasın istiyorlar. Bu mizaca sahip olduğunu düşündükleri ve özellikle de iş insanı yanıyla Kemal Altın'ı istiyorlar.

Ak Parti'de il ve özellikle de karar verici konumuna gelen Efkan Ala, Orhanelililerin bu talebine kulak verir mi, bilemiyorum, ama Kemal Altın'ın aday yapılması fikri tabanda bayağı makes bulmuşa benziyor. İlaveten, Kemal Altın'ı muhalefet cenahına da sordum. Olumsuz tek bir şey söyleyen çıkmadı. Bu da önemli bir ayrıntı değil mi?  

SON SÖZ:

Değerli okurlarım! Dün, sosyal medyadan, "Bugüne kadar belki de hiç okumadığınız ve bugünden sonra da kolay kolay okuma şansı bulamayacağınız lezzette bir yazı yazdım. Yazı, patlamaya hazır bir atom bombası gibi; okumak için linki tıklayan bombanın pimini de çekmiş olacak. Büyük patlamaya tanıklık etmek ve pimi çekmek için takipte kalın..." şeklinde bir paylaşımda bulundum. Ummadığım oranda geri dönüşler aldım. Bu beni fevkalade sevindirdi. Bu sevinçten mütevellit bir sürpriz yaparak o yazımın başlığını buradan paylaşıyorum. "Etek hışırtısı"

Evet, çok yakında, "Etek hışırtısı" başlıklı yazımı sizlerle paylaşacağım. Takipte kalın...

--------------

"Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve politikhaber.com.tr'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir."    

Mustafa Gültekin Hakkında

Ağaçhisar'da 1977'de Şubat'ın ayazında anamın kucağında açmışım gözlerimi dünyaya. Babamın sıcak nefesiyle kulağıma okuduğu ezanla duymuşum adımı.

Mustafa

Kendimi, "Asabı bozuk bir yazı gündelikçisi" olarak tanımlıyorum. Gazeteciliğe, ortaokulda, okul gazetesi çıkartarak başladım. İlk basın kartımı "bir eğitim hizmeti" olarak burada aldım ve o gün bugündür kendimi mesleğin öğrencisi olarak görmeye, öğrenmeye devam ediyorum.

Araf'tan yeryüzüne dağıldığımızdan beri, yurt tutmayan düşlerimin peşinde, kaleme duyduğum hürmetle 20 yılı aşkın bir süredir yerel ve ulusal gazetelerde yazılar yazıyorum. Evliyim ve Canevim, Yürek Yongam Neslihan Azra'mın babasıyım.