Dört yıla yakın keyifle, özveriyle çalıştığım ve kısa süre önce "veda" ettiğim enBursa'da, "Ak Parti, yerel seçim startını verdi!" başlıklı bir yazı kalem almıştım.
Yazımın son sözünde, "Ak Parti, elindeki psikolojik üstünlüğe güvenip, “Kimi koysak kazanırız” diyerek, Erdoğan’ın hatırına verilen oyları har vurup harman savuracak adaylarla zaman ve imkan israfına gitmemeli. Evet, Ak Parti, kimi koysa kazanır belki, ama şehirler kaybeder. Bu kayıp Ak Parti’nin boynunda büyük bir vebaldir. Ak Parti, kendi kazanırken şehre de kazandıracak “en doğru” adayları aramalı, bulmalı..." demiştim.
Birçok Bursalı aynı dertten muzdarip olacak ki; günlerdir birçok okurun, "Doğru aday kim?" sorusuna muhatap oluyorum. "doğur aday" için doğrudan isim istiyor okurlar. İsim de verebilirim, fakat öncesinde bir çerçeve çizmenin daha yararlı olacağı kanaatindeyim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, İstanbul hassasiyetinden mütevellit oluşan yeni yerel seçim stratejisi, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere bütün gözlerin muhalefete geçen yerler üzerine çevrildiğini görüyoruz.
Bu kapsamda kaybedilen il ve ilçelere dair oluşturulan çalışma gruplarıyla derinlemesine analizlerin yapılacağı, söz konusu yerlerin demografik yapısından, değişen ekonomik durumuna kadar bütün soruların sorulup, sorunların masaya yatırılacağı bir sürecin yaşanacağını anlıyoruz.
Ak Parti, kaybettiği yerler için böylesine titiz bir çalışma yapacaktır. Fakat Bursa'yla birlikte elinde olan diğer yerler için bu denli özenli bir çalışma yapacak mı, bilmiyoruz. Sorsak, "Elbette de yapacağız" diyeceklerdir, ancak açıkçası aynı özenin gösterileceğinden pek emin değilim.
Evet, muhalefetteki bu derin savrulmanın getirdiği rahatlıkla belki özensiz adaylarla da kazanabilir Ak Parti, ama şehirler kaybediyor. Bu kayıp, Ak Parti ve Erdoğan için de büyük bir kayıptır aslında.
Burada başa/başlığa dönüp, kitabın orta yerinden konuşmak gerekirse; Bursa'nın, bunca yıldır özensiz seçilen belediye başkanları yüzünden çok şey kaybettiğini üzülerek söylemek gerekiyor.
Geçen haftalarda, Bursa'nın kaybedişine dair bir çığlığa daha tanık olmuştuk. Bursa Emlak Müşavirleri Esnaf Odası Başkanı Erdal Çelebi, basın mensuplarıyla bir araya gelerek sektöründeki sorunları dile getirdi. Çelebi, Bursa'nın çok acil "uydu kentlere" kavuşması gerektiğini ifade ederek köklü ve gerçekçi dönüşüm çağrısında bulundu.
Aslına bakılırsa, bu, yerinde çağrı Bursa'da aklı başında birçok kişi tarafından çok defa dile getirildi, ama her dem, "ortak akıl"dan dem vuran mühür sahipleri bu aklı, aklına ortak etmeyi (ne hikmetse) akledemedi.
Hoş, kibirli kabile reisi kılıklı kasaba siyasetçilerinden böyle bir akıl beklemek ise ne kadar akıllıca olur, orası da ayrı bir tartışma konusu, ama uzatmayıp biz konumuza dönelim.
Bursa'da sıkışan sanayi bölgelerinden, korkunç rakamlara ulaşan arsa bedellerine ve yanlı/yanlış imar uygulamalarına kadar birçok soruna parmak bastı Başkan Çelebi.
Yalnızca Emlak Müşavirleri Esnaf Odası Başkanı Erdal Çelebi'nin anlattığı sorunların çözümü için bile sadece kazanacak değil, vizyonuyla Bursa'ya da kazandıracak, dolu, donanımlı başkana/başkanlara ihtiyaç olduğu çok açık değil mi?
Şurası kesin; Bursa'nın, bitmeyen trafik çilesinden, altyapısına, kamu hizmetlerinden su ve enerji ihtiyacına, sanayisinden, tarımından hava kirliliğine kadar şehrin "yeniden doğuş"unu hazırlayacak, adeta baştan yaratacak bir başkana ihtiyacı var.
Öyle ki; bu başkan, sadece kendi seçildiği beş yıl için verdiği sözleri yerine getirecek değil, kendisinden öncekilerin şehre kaybettirdiği zamanı/imkanı da telafi edecek birisi olmalı. Bu başkan, üzerine ölü toprağı serpilmiş Ak Parti teşkilatlarını heyecanlandıracak, taraflı tarafsız bütün Bursa'yı kucaklayacak bir isim olmalı.
Buraya kadar hemen hepimiz hemfikiriz herhalde. Tamam, ama Bursa için, "köprüden önceki son çıkış" sayılan bu önemli süreçte bütün bu saydıklarımızı ve hatta daha fazlasını kim yapabilir? Yani, Erdoğan'ın da işaret ettiği o "doğru aday" kimdir?
(Faruk Çelik, Artvin'in dağlarında vatandaşla beraber)
Bu soruya, herkesin vereceği bir cevap mutlaka vardır. Fakat ben, biraz da okurlarımın doğrudan isim talebine karşılık ağzımdaki baklayı çıkarıyorum ve Faruk Çelik diyorum. Yani, Faruk Çelik'i "ama"sız "fakat"sız, "lakin"siz tek geçiyorum.
Bunu, Bursa adına umutlanarak, ama bunca yıl geçen zamana da üzülerek söylüyorum. Üzülüyorum zira Faruk Çelik, Bursa'nın öz evladı olarak bütün enerjisini başka şehirlere harcamak zorunda kaldı. Tıpkı üretimini Bursa'da yapan büyük sanayicilerin vergisini İstanbul'a vermeleri gibi bir şey bu. Nasıl ki; o sanayicilerin Bursa'da üretip vergisini İstanbul'a vermesinden şikayetçiysem/şikayetçiysek, Bursa'da yetişmiş ve Bursa'yı Bursa yapacak derin bir tecrübenin, bütün enerjisini başka şehirlere harcamak zorunda kalmasından da fazlasıyla şikayetçiyim. Bu konuda birçoğunuzun da benimle aynı fikirde olduğunu biliyorum.
Yeni başlayanlar bunun sağlamasını yapmak isterlerse uzun uzadıya çaba harcamalarına gerek yok, sadece bir Urfalı bulup sormaları yeterli olacaktır. Ben sormuştum. Urfalı kardeşimiz, "Faruk beyi bize Allah gönderdi" demişti. Haklıydı da çünkü, Urfa'da bir devrim yaptı Faruk Çelik. Dile kolay, doğrusu, Faruk Çelik'in Urfa'da yarattığı efsane ve gösterdiği tarihi başarı üniversitelerde tez konusu olup, ders olarak okutulacak cinsten.
Son seçimde ise büyük ikramiye Artvin'e çıktı. Neden mi? "Eyyamı Bahur" sıcaklarında kimi evinden kimi de denizden, havuzdan çık(a)mazken Faruk Çelik, Artvin'in en ücra köşesine kadar çıkıp, hizmet götürüyor. Son üç-beş aylık süreçte Artvin'de yaptıklarına bakınca bile neden Bursa için "en doğru aday" olduğu anlaşılacaktır.
SON SÖZ:
Evet, yukarıda fazla sıkmamak için üstünkörü söylediğim ve daha sayamadığım onca sebepten ötürü Bursa için "en doğru" aday Faruk Çelik'tir. Fakat sadece bunlardan dolayı değil. Bursa, yıllardır Bursa'dan haberi olmayanların el yordamıyla götürdüğü, tıpkı Bursaspor gibi her sene bir alt lige düşmekten kurtulamayan çaresiz bir şehir. İşte bu acı gerçeğe inat Faruk Çelik, başka şehirlerdeyken Bursa'ya hizmet etmesi için gönderilen muhteremlerin yap(a)madıklarını da yapmak, Bursa'yı öksüz bırakmamak için gerçek(ten) "canla başla" çalıştığı için de Bursa için "en doğru aday" Faruk Çelik'tir.