Bundan epey zaman evvel, "Alinur Başkan'a soralım, kim bu Hüsnü Arslan?" başlıklı yazım üzerine birçok kişiyle temasım olmuştu.
Fikir beyan eden hemen herkes, Yavuz Selim Mahallesi'ndeki, Yavuz Selim Ortaokulu'nun adının, "Hüsnü Arslan Ortaokulu"olarak değiştirilmesinin şık olmadığı kanaatindeydi. Hatta bir okurum arayıp, "Oldu olacak Yavuz Selim Mahallesi'nin adını da değiştirip, Hüsnü Arslan Mahallesi yapsalardı" diye dert bile yanmıştı.
Başka bir okurum, Yavuz Sultan Selim'in, Osmanlı'nın ilk halifesi olduğuna vurgu yaparak, "Temsil ettiği tarihi ve manevi değerden kim/ler neden rahatsız oldular ki; ismini okuldan kaldırdılar?" diye bayağı bir yakınmıştı.
Yazımız ses getirmiş olacak ki; okulun adı yeniden eski halini almış. Okula, "Yavuz Selim Ortaokulu" tabelası asılmış. İyi de olmuş...
Fakat Alinur Aktaş'a, o gün, "Kim bu Hüsnü Arslan? Neden, Yavuz Selim ismini değiştirme gereği duydunuz? Bu değişimin, çay yudumlarken arkanda duran, 'Porscheci Çocuk'la bir ilgisi var mı?" diye de sormuştum. Pek tabii; bizim Alinur'dan ses çıkmamıştı ki; okulun adı yeniden eski halini aldığı için bunun bir önemi de kalmadı zaten.
Bu uzun girizgahtan sonra başa/başlığa dönüp bugünkü yazıya konu olan asıl önemli soruya/soruna geçelim şimdi.
Yukarıda zikrettiğim bahse konu yazımı sosyal medyada paylaşınca beni gerçekten hayrete düşüren bir gelişme yaşandı. Sosyal medyada paylaştığım yazımın altına, Maide Tunçbilek isimli bir okur tarafından hayli ilginç bir yorum yapılmış.
Demiş ki; Maide Hanım, "Bence Maklube tarifi sorun başkan en iyi onu bilir"
Hani, muhalif birisi, muzipliğine mi yazdı diye merak edip, Maide Hanım'ın, sayfasına baktım. Muhalif falan değil. Sayfasının künyesinde, "Orhangazi 15 Temmuz Demokrasi ve Kadın Derneği Başkanı" diye yazıyordu. Üstelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, "Yolu yolumuz, davası davamız" diyecek kadar bağlı ve Erdoğan'ın yanında gururla duran birisi.
Böylesine Ak Parti'nin içinde olduğuna göre; Alinur Aktaş'ı da hepimizden çok daha iyi tanıyor olmalı ki; "Bence Maklube tarifi sorun başkan en iyi onu bilir" diyebiliyor.
Alinur Aktaş'ın, en iyi bildiği şeyin "maklube yapmak" olduğunu açık seçik söylemesi sizce de çok ilginç değil mi? Tamam, Aktaş'ı, arayıp, "Başkan, sen maklube yapmayı biliyor musun?" veya, "En iyi bildiğin şey maklube yapmak mı?" diye soracak halimiz yok.
Öyleyse, yüce bilge Google'ye soralım dedik.
"Alinur Aktaş ve maklube" diye yazdık. Google amca, "Alinur Aktaş ve maklube" ile ilgili envai çeşit görsel sundu. Maide Hanım'ın dediği gibi "tarif" edebilir mi bilmiyorum ama görsellere bakılacak olursa maklubeye epey kaşık salladığı su götürmez bir gerçek.
SON SÖZ:
"Maklube" kelimesi, Türkçe'de "tersine çevirme" veya "tersine dökme" anlamına geliyormuş. Malumunuz, 15 Temmuz'da tersine çevrilmiş namluları görünce, maklubeyle özdeş olanların maklubeyi sevmeleri tesadüf değilmiş. Şimdi, bazı tulumlar çıkıp, "Ne alaka" diyebilir. Ne bileyim, işte, aklıma geldi ben de paylaşayım dedim.
----
"Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve politikhaber.com.tr'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir."
