Başlığı okuyan bazı muzip okurlarımın aklından ilk geçenin, "Mustafa, yine ne icat ediyorsun" olduğundan adım kadar eminim. Yeni başlayanların ise "Nasıl yani" dediğini duyar gibiyim.
Uzun soluklu yazmanın, okuru çözmek gibi bir kolaylığı oluyor. Bu kolaylık kimi zaman kolayından bir yazı kotarmayı kolay kılsa da çoğu zaman kolay kolay unutulmayacak yazılar yazmak gibi daha zor bir sorumluluğu zorunlu hale getiriyor.
Fakat bugünkü yazımın bütün bunlarla hiçbir ilgisi yok. İtiraf ediyorum, tamamen Esra'nın zorlamasından neşet etmiş bir yazı okuyacaksınız.
Bu fakirin takipçileri 16 yıl öncesinden, yani daha nişanlıyken yazdığım "Esra'nın tosbaları" başlıklı yazımdan beri bilirler Esra'yı. Yeni başlayanlar için ise tanıştırayım. Esra hanım, benim can evimin, yürek yongamın, biricik kızımın anası olur. Bu zamanın standartlarına uymayacak kadar dürüst ve fazla titiz bir öğretmendir kendisi.
Memlekette suçlu sayılmak için suçlu olmanıza gerek yok, dürüst olmanın suçlu sayılmak için yettiği bir dönemde bu dürüstlük ve fazla titizlik birçokları için "çekilmez bir hal" olarak görülebiliyor ki; bu halden ötürü başına gelmeyen de kalmıyor zaten...
Neyse, biz konumuza dönelim.
Efendim, Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenler için "İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi Kursu" açmış. Öğretmenler, "Öğretmen Bilişim Ağı" üzerinden bu kursları dinleyerek tamamlıyorlar.
Ne var ki; karınız zamanın standartlarının üstünde titizliğe sahip bir öğretmense kursu sadece kendisi dinlemekle yetinmez. Beraberinde ve huşu içinde size de dinlettirir. El mahkum ben de dinledim. Allah'tan sınava falan tabi tutmuyor, ama dersten kaytarmak neredeyse imkansız olduğu için sınav yapsa bile iyi bir puan alacağımdan eminim. Fakat aman deyim bu yazıdan Esra'nın haberi olmasın. "Sınav yapma" fikri cazip gelebilir, durduk yere başımıza iş almayalım.
Efendim, Esra'nın ibadet eder gibi dinlediği ve beni de dinlemeye mecbur ettiği o kursta iki bölüm olarak sunulan ve 56 dakika süren "İlkyardım" başlığı var. Orada bahsedildi Heimlich Manevrasından
Adını, uygulamanın yaratıcısı olan Henry Heimlich'ten alan Heimlich Manevrasının hayat kurtaran bir ilk yardım işlemi olduğunu oradan öğrendim.
Özetle Heimlich Manevrası, boğazın veya nefes borusunun yabancı bir cisimle tıkanması sonucu nefes alamama durumunda karna bası uygulamak suretiyle boğaza kaçan cismin çıkartılması ve tıkanıklığın giderilmesi işlemiymiş.
Böyle bir tıkanma esnasında hasta ne olduğunu anlatacak durumu olmayabilirmiş. Eğer acil ve doğru müdahale yapılamazsa çoğu zaman yaşamsal tehlikeye yol açabilirmiş.
Allah kimsenin başına vermesin, ama her an her yerde karşılaşabileceğimiz bu tıkanma olayına karşı uygulanacak Heimlich Manevrasıyla hayat kurtarmak mümkün.
***
Şimdi başa/başlığa dönelim ve bunun Ak Parti'yle alakasını anlatmaya çalışayım. Efendim, yerel seçim sonuçları da gösterdi ki; Ak Parti'nin nefes borusu feci şekilde tıkanmış, nefes alamıyor, üstelik yaşadığı tıkanmadan dolayı ne halde olduğunu da anlatacak durumda değil.
Tıpkı, boğazına yabancı cisim kaçmış, nefes borusu tıkanmış insan gibi Ak Parti de can havliyle çırpınıyor. Fakat gelin görün ki; etrafındakiler oyunda oynaşta olduğu için oralı bile olmuyor. Kimi ıstakoz yeme, kimi Maldivler'e tatile gitme, kimi milyonluk saat, çanta, atkı takma, kimileri on yerden milyonlarca maaş alma, kimileri de kıyıda köşede elde kalmış belediyelere akrabalarını yerleştirme derdine düştüğü için gerçekte ne olup bitiğinden haberleri bile yok.
Evet, Ak Parti'nin nefes borusu tıkanmış, nefes alamıyor, konuşamıyor. Daha kötüsü oksijen kesildiği için yaşamsal organlar çalışmıyor. Acil ve doğru müdahale yapılmazsa felç geçirebilir ve sonrasına dair kalıcı bozukluklar oluşabilir.
Nefes borusu tıkanmış insana Heimlich Manevrası yapılması gibi tıkanmış Ak Parti'ye de siyasi bir Heimlich Manevrası yapılması gerekiyor ki; yeniden nefes alabilsin. Aksi halde gidişatı hiç iyi görmüyorum.
SON SÖZ:
Peki, Ak Parti'ye Heimlich Manevrası yapılabilir mi? Bence yapılır. Hatta hemen yapılmalıdır. Çünkü bu tıkanma doğrudan partinin hayati fonksiyonlarını etkiliyor. Fakat Ak Parti'deki temel problem şu: Bu ölümcül tıkanıklığı gidermek için Heimlich Manevrasını yapabilecek olanların yetkisi yok. Yetkisi olanların da ne yazık ki; bilgisi yok. Seçim sonuçlarına bakıp, kararlı bir dille "Değişim" diyen Erdoğan'ın, değişikliği bu yakıcı gerçekten yola çıkarak yapması gerekmez mi? Unutmayın! Heimlich Manevrasını önemli...
------
"Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve politikhaber.com.tr'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir."
