Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz cuma, partisinin belediye başkan adaylarını açıklamak üzere Bursa'ya geldi.
Erdoğan, Bursa için "Eser ve Hizmet" belediyeciliğinden bahsederken, şehrin kalbine saplanmış Doğanbey ucubeleri geçti gözlerimin önünden. Sonra, adına "Timsah Arena" dedikleri o korkunç beton yığını geldi aklıma.
"Timsah" demişken, aç bir timsahın ne bulursa yutması gibi, BUSKİ'deki milyonların yolsuzlukla yutulmasını da unutmamak lazım. Bursa'da, iki yılda bitirme sözü verildiği halde çok daha berbat hale gelen trafik sonunu ise söylemiyorum bile.
Deprem kılıfıyla girişilen kentsen dönüşümün devasa bir rantsal dönüşüme dönmesi ve Bursa'nın "Geliyorum" diyen depreme hazır hale getirilmemesi zaten hiç çıkmıyor aklımdan.
Zehir akan Nilüfer çayı, Ayvalı deresiyle birlikte Bursa'nın içine düştüğü çevre çıkmazını hangi eser ve hizmetin yanına koyacağız bilemedim.
Bursa'nın yeraltı sularıyla ilgili kabarık dosyalar bir yana, yakın gelecekte karşı karşıya kalacağı su krizi ve yine "Geliyorum" diyen kuraklık felaketini hangi hizmetten sayacağız?
Termal turizm bölgesi olarak planlanıp, Dubaililerle "Flört" edilip, sonra nikahın TOKİ ile kıyıldığı Sıcaksu bölgesinde yükseltilmek istenen olası ikinci Doğanbey faciasını ne yapacağız?
Kibirli kabile reisi kılıklı kasaba siyasetçilerinin, üzerinden ego tatmini yaptığı Bursaspor'un ligden düşmesinin, kapanma tehdidi altında inim inim inlemesinin kalp kıran fotoğrafını kim "Büyük eser ve hizmet" olarak çerçeveletip duvarına asacak?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Eser ve Hizmet" çerçevesine sığmayan bunlar ve daha sayamadığım birçok olumsuzluk oldu Bursa'da. Fakat Ak Parti, bunlara pabuç bırakmadı, neşteri vurdu ve şapka çıkarılacak büyük bir değişime imza attı.
Mesela, Karacabey'de köylülerin topraklarını parsel parsel satan Ali Özkan'ı, varsa kalanları da satması için bir daha aday gösterirken; Bursa'nın kangren olmuş trafik sorununu çözemeyen Keles Belediye Başkanı Mehmet Keskin'in biletini kesti.
Sıcaksu bölgesi için Dubaililerle "Flört edip" nikahı TOKİ ile kıyan Alinur Aktaş'a "Düğünü de yap" demek için yeniden aday gösterirken; BUSKİ'deki korkunç yolsuzluğu önlemeyen Orhaneli Belediye Başkanı Ali Aykurt'u yeniden aday yapmadı.
Hepsi bir yana, Bursa'nın iklim krizine, hava kirliliğine, su sorununa, sokak hayvanları problemine çözüm bulamayan, Bursa'yı depreme hazır hale getirmeyen Büyükorhan Belediye Başkanı Ahmet Korkmaz'ı korkusuzca kenara koydu.
Açıkçası, Ak Parti'nin, Bursa'nın sorunlarına çözüm bulmak için yaptığı bu kararlı değişim karşısında gözlerim yaşardı. Ak Parti, Bursa'da trafik sorununu çözemeyen, su, hava ve iklim konusunda önlem alamayan, şehri depreme hazır hale getiremeyen, BUSKİ'de yolsuzluğu önleyemeyen ve daha onlarca soruna sebep veya çözüm üretemeyen Büyükorhan, Keles ve Orhaneli belediye başkanlarının biletini kesip, Ali Aykurt'un, Mehmet Keskin'in ve Ahmet Korkmaz'ın sebep olduğu ve/veya çözemediği bütün sorunları çözmesi, daha da ötesine geçip Bursa'yı "Eser ve Hizmet" belediyeciliğiyle tanıştırması için Alinur Aktaş'ı aday gösterdi.
Şimdi soruyorum size. Maazallah, Ak Parti, Alinur Aktaş'ı aday göstermeyip, Orhaneli'nde Ali Aykurt, Keles'te Mehmet Keskin, Büyükorhan'da Ahmet Korkmaz ile yola devam etseydi, bu şehrin hali ne olurdu, hiç düşündünüz mü? Eyyy Mehmet Keskin! Sen Bursa'nın trafik sorunu çözmezsen işte böyle biletin kesilir. Eyyy Ali Aykurt! Sen BUSKİ'deki yolsuzluğu önlemezsen işte böyle bir daha aday yapılmazsın. Eyyy Ahmet Korkmaz! Bursa'daki yapılmayan bütün hizmetlerin sebebi de sorumlusu da sendin zaten.
SON SÖZ:
Şehri perişan eden bu üç başkandan bizi kurtardığı ve sorunlarımızı çözmesi için Alinur Aktaş'ı aday yaptığı için bütün şehir Ak Parti'ye müteşekkiriz. Ak Parti, Bursa için daha ne yapsın kardeşim! Derin bir "Oh" çekip, huzur içinde uyuyabiliriz artık. "Alinur başkan, Bursaspor şampiyon"
-----
"Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve politikhaber.com.tr'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir."
