Bursa'nın yeni, "Transfer Abi"si adaşım bakan Mustafa Varank'a eğer kızmazsa naçizane bir nasihatte bulunacağım. Kızmazsa dediğime bakmayın, kızmayacağına, en azından kızsa da belli etmeyeceğine inancım, kızacağına olan inancıma galebe çaldığından 'nasihat edeceğim' deme cesaretini buldum kendimde. Yoksa, Metin Önal ağabeyin, Ercüment Özkan ağabey için söylediği, "Çimenlerin ortasında mührünü yitiren şehzade..." tedirginliğiyle nereden bulacağım o canına susamış cesareti...
Haa! Kendisi kızmak istemese de yanına Bursa'dan uçkur lastiğiyle eklenmiş kabile reisi kılıklı kasaba siyasetçilerinin, "Kız, kız, kız..." diye yapacakları "dava" temalı tezahüratlarına aldanıp esip gürleme ihtimaline karşı, Ak Partililerin yola çıkarken sıkça kullandıkları, "Ey oğul" nasihatini de hatırlatmak isterim.
Bir kadir gecesi sabah namazından sonra başı dumanlı kasaba siyasetçilerinin başına buyruk hallerinden mütevellit daha net ifade edeyim bu konuyu.
22 Temmuz 2007 seçimlerinde seçilen milletvekilleri ile Ak Parti Genel Merkezi'nde bir araya gelen Erdoğan, "Var olabilmek ancak birlik siyaseti izleyen, milleti bir bütün olarak kucaklayan partilerin özelliği olabilir..." demişti ki; o konuşmada "Hiçbir vatandaşımızın politik tercihini mantıksız bulmuyoruz..." diyerek Şeyh Edebali'nin, "Ey oğul" diye başlayan nasihatini okumuştu. İlaveten, o fevkalade konuşmasında Erdoğan, milletvekillerine, "'Sizler 70 milyon vatandaşımızın gülen yüzü, konuşan dili olacaksınız...'' diyerek, tarihi bir misyon da yüklemişti.
O tarihi misyon Bursa'daki kabile reisi kılıklı kasaba siyasetçilerinin pek umurunda olmasa da Mustafa Varank için hala bir anlam ifade ettiğini düşünüyorum. Ondan mütevellit, "Öfke bize, uysallık sana. Güceniklik bize, gönül almak sana. Suçlamak bize, katlanmak sana..." hatırlatmasıyla nasihat faslına geçeyim.
Malumunuz, Türkiye, bütün eksiğine, gediğine rağmen adına "Yerli" denilen bir otomobil yapmayı başardı. Bu ve bu minvaldeki başka bütün çabalar, "ama"sız, "fakat"sız, "lakin"siz takdiri, desteği hak eden çok güzel hareketlerdir.
Fakat takdir edilmesi lazım gelen eseri, ürünü takdir etmesi gereken/beklenen insanların takdirine sunma nezaketi ise kaçınılmaz bir zorunluluktur. Bu bir erdemdir. Bu bir görgüdür.
Bu sarsılmaz gerçeğe rağmen adaşım bakan Mustafa Varank, Togg talebine yanıt verilmediğini açıklayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na, "Madem bu araca çok meraklı ben kendisine benim aracımı bir tur atması için veririm..." deme nezaketsizliğinin üzerine, "Ama öyle beleşe tur olmaz. Yanına Kılıçdaroğlu'nu bindirecek..." diyerek, adeta tüy dikmiştir.
Adaşım bakan Mustafa Varank! "Benim" dediğin aracı maaşınla mı aldın? "Bir tur atması için veririm" dediğin arabanın fabrikasını babanın parasıyla mı kurdun? "Yanına Kılıçdaroğlu'nu bindirecek..." şartı koşma kibrine ne ara tutuldun? Kibrin ne fena bir şey olduğunu sana imam hatip lisesinde öğretmediler mi, yoksa sen o derste arazi miydin? Adaşım bakan Mustafa Varank'a bunu söyleten inanç, düşünce ve davranış kalıplarının arkasında yatan nedir bilemiyorum, ama her ne olursa olsun, bu, ne Ak Parti'nin tarihi misyonuna, ne de Varank'ı mezun eden imam hatip okuluna uymuyor.
SON SÖZ:
Adaşım bakan Mustafa Varank! "Bursa'da Heykel'e gidilmez, çıkılır" klişesini kulağına fısıldayanlara, bir zahmet, "Kadir gecesi sabah namazından sonra" nereye gitmeleri/gitmemeleri gerektiğini hatırlat ve bu zevatın yoğurdunu üfleyerek ye... İlaveten, bu Togg'u, bir tur atmak için bile şartla verecek kadar kendiniz/kibriniz için ürettiyseniz, kimseden takdir, alkış da bekleme. Bu, topunu her yere götüren, ama hiç kimseye oynatmayan çocuk şımarıklığı halinizle pek bir gülünç oluyorsunuz. Her gittiğiniz yerde kendinizden fazla Togg'unuzu gösterecektiniz madem, sizi Trabzon'dan, Togg'unuzu da Bursa'dan liste başı yapsaydı keşke. Son olarak, Togg sizinse, bana da bir tur attırmak için şartınızı öğrenmek isterim. Yok, şayet Togg milletinse o zaman tez vakit getirin ben de bir tur atacağım. Bu sorunun cevabını vermeniz için sizi, hazırlayıp sunduğum 'eNGündem" ekranlarına bekliyorum, davet ediyorum. Kestane kebap, acele cevap...
--------
"Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve politikhaber.com.tr'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir."