Abdullah Işıklar

Abdullah Işıklar

pskapo@hotmail.com

Üniversite sınavından geriye kalanlar!

10 Haziran 2024 Pazartesi 20:41

Aylardır süren çalışma, haftalardır süren uyarılar ve hatta sınav günü belediyelerin sağladığı ücretsiz ulaşım imkanına rağmen yine de sınava girmeyi başaramayan öğrenciler sayesinde artık bir ülke klasiği haline gelen "geç kalma" haberlerinin gölgesinde bir üniversite sınavını daha geride bıraktık.

Ne yazık ki; ülkemizde üniversiteye giriş sıvaları her zaman zor ve yıpratıcı olmuştur. Fakat bugünkünden farkı, geçmiş yıllarda üniversite sınavları yetenek, çalışkanlık, emek, motivasyon ve başarı öyküleri ile yan yana anılırdı.

Eğitim/gelir düzeyi düşük anne babalar, çocuklarının başarılarıyla gururlanır, gelecekte "doktor, mühendis, öğretmen, hemşire olacak" çocuklarını yere göğe sığdıramazlardı. Sadece çocuklar, aileler arasında değil, mahalleler, köyler hatta ilçeler arasında bile bu tatlı rekabete tanıklık etmek mümkündü.

Ülkemizin gururu, Prof. Dr. Aziz Sancar, bu güzel rekabete en güzel örneklerden birisidir.  O yılarda eğitimde fırsat eşitliğinden bahsetmek mümkündü. Her türlü imkansızlığa rağmen emek, yetenek, azim galip geliyordu.

Devlet, elinden geldiği kadarıyla tüm çocuklara eşit mesafede durmaya çalışıyor, herkese siyah, mavi önlük giydiriyordu. Devletin, öğrencilere yaklaşımı kıyafetten de anlaşılıyordu.

O yıllarda, Prof. Dr. Aziz Sancar gibi alt gelir grubundan gelmiş ancak bilimin en üst basamağına çıkma şansı yakalamış binlerce yoksul köy çocuklarının başarı hikayesinden bahsedebiliriz.

2000'li yıllardan başlayan "paralı eğiti süreci" önce devlet okullarının hızlı bir şekilde kimlik ve kişilik erozyonuna uğramasına, haliyle irtifa kaybetmesine neden oldu. Anlaşılmaz şekilde devlet eliyle özel okullara parasal teşvikler verilmiş, ülkenin her köşesi, bahçesi bile olmayan özel okullarla doldu.

Öte yandan iyi niyetle bile olsa eğitim sisteminde yapılan temelsiz, vizyonsuz, aceleye getirilmiş değişiklikler sonucunda hesaba katılmayan onlarca sorun sökün ederken; en basitinden "sınıfta kalma" kalkmış, her öğrenci potansiyel üniversite adayı olarak lise mezunu oldu.

Özel ilköğretim ve ortaöğretim okulları gibi özel üniversitelerin de sayısı arttırılmış, bilimsel yeterliliğe, toplumsal ihtiyaca bakılmaksızın, neredeyse hiçbir lise mezunu açıkta kalmayacak şekilde kontenjanlar oluşturulmuştur. Haliyle, alanında yetersiz, üniversite mezunu işsizler ordusu kaçınılmaz bir son oldu.

Pek tabii ki; bu sonla yüzleşmenin bir de bedeli olacaktır. Yemeyip, içmeyip çocuğunu okutan ailelerin çektiği sıkıntı, devletin yaptığı zaman ve para israfı bir yana; geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimizin girdiği çıkmaz sokaklar, yıkılan umutlar ise cabası.

Lise mezunu ve üniversitelerdeki öğrenci sayımız pek çok Avrupa ülkesinin nüfusundan daha fazla durumdadır. Bu konuda Avrupa ülkelerinin bizi kıskandığı düşünülebilir. Fakat gerçekten durum böyle midir?  Kuşkusuz kıskanılmak hoşumuza giderdi, ama gerçeğin öyle olmadığını hepimiz biliyoruz. Tamam, ekonomi başta olmak üzere ülkemizde çözüm bekleyen birçok sorun var, ama kolları sıvayıp işe eğitimden başlasak iyi olacak.

 

------

"Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve politikhaber.com.tr'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir."

Abdullah Işıklar Hakkında

Prof. Dr. Abdullah lşıklar
Selçuk Üniversitesi, Psikololik Danışmanlik Bölümünden 1998 lisans, 2002 yüksek lisans ve 2007 doktoradan mezun olmuştur. 2013 yılında doçent, 2018 yılında aynı alanda profesör olmuştur. Aile danışmanlığı, ergenlik dönemi, kariyer gelişimi ve eğitim psikolojisi başlica çalışma alanlarını oluşturmaktadır. Farklı STK’larda görevleri bulunmaktadir. İki erkek bir kız olmak üzere üç çocuk sahibidir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜM YAZILAR

Hayatın akışı! 30 Eylül 2024 Pazartesi
Gerilimden beslenmek! 13 Ağustos 2024 Salı