Yavuz Ağıralioğlu: Kürtlerimizi PKK'ya kaybettik!
  • POLİTİKA
  • 29 Kasım 2024 Cuma 22:09

Halk TV'de konuşan A Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, MHP'nin başlattığı 'Öcalan muhataplığı'na sert tepki gösterdi. Yavuz Ağıralioğlu, 'Çözüm Süreci' döneminde teröristlerin şehirlere inip 1250 Türk askeri ve polisini şehit etmesini hatırlattı. Yavuzağıralioğlu, "...1250 evladımızı şehit verdik. Öcalan’ı muhatap aldılar, şehirleri kaybettik" dedi.

Halk TV'de İsmail Küçükkaya'nın Yeni Bir Sabah programına Anahtar (A) Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, konuk oldu.

Eski Büyük Birlik ve İYİ Partili olan Yavuz Ağıralioğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin terör örgütü elebaşı Öcalan'ın hapisten çıkarma teklifine tepki gösterdi.

Yavuz Ağıralioğlu, yapılan çıkışlarla bir cinayet şebekesi olan PKK'nın Kürtlerin meşru temsilcisi olarak kabul edilmesinin önünü açıldığını dile getirdi.

Yavuz Ağıralioğlu, MHP'lilerin lidere sadakat üzerinden 'vardır bir bildiği' söylemine de tepki gösterdi ve makul bir açıklama istedi. Ağıralioğlu, "Mevzuyu uzatmayın lütfen. Millet bedelini ödeyecekse ne yaptığınızı anlatın bize. Bunu niçin yapmak zorundasınız? Niçin bunu yapacak kadar sıkıştınız?" dedi.

Yavuz Ağıralioğlu, AK Parti'nin 2010'da başlattığı Çözüm Süreci'nde teröristlerin şehirlere inip hendek kazdığını hatırlattı. Yavuz Ağıralioğlu, terörist başının muhatap alınması nedeniyle yaşanan süreçte 1250 Türk askeri ve polisin şehit olduğunu ve Türkiye'nin şehir güvenliğini kaybettiğini vurguladı.

Ağıralioğlu, Kürtlere yapılacak en büyük hakaretin terör örgütü PKK'nun 'meşru' muhatap olarak görülmesi olduğunu dile getirdi.

"ÖCALAN'IN MUHATAPLIĞI ŞEHİRLERİ KAYBETMEMİZE SEBEP OLDU"

Yavuz Ağıralioğlu şöyle konuştu: 

O zaman Öcalan’ın muhataplığı şehirleri kaybetmemize sebep oldu. Kendi memleketimizin şehirlerine, sokaklarına kurulan barikatları geri memleket lehine alabilmek için 1250 evladımızı şehit verdik. Öcalan’ı muhatap aldılar, şehirleri kaybettik.  

Evlatlarımız, sokağa düşmüş devleti yeniden toplayıp, devletin yeniden iradesiyle baş etmek için şehit oldular. Sonra İstanbul seçimlerinde bir daha heves etti. Öcalan’a mesaj verdirerek, Öcalan’ı muhatap alarak seçim kazanmaya heves etti siyaset.

İstanbul seçimini kaybetti. Şimdi bir daha muhatap olunuyor. Bu muhataplıkta yine istinat memleketin, milletin hakkı hukuku değil, terör örgütü ve terör örgütü başı olunca bu sefer devletin, milletin varlığını kaybederiz.

Böyle münasebetsiz işlere heves edilmesini asla doğru bulmuyorum.

"SİZİN MEŞRU TEMSİLCİSİNİZ CİNAYET ŞEBEKESİDİR DEMEK"

Haklarına, kızgınlıklarına, kırgınlıklarına, dargınlıklarına yetişmek istiyorsanız, yetişebilirsiniz. Onları dinleyebilir, onları duyabilir, dertlerine derman olabilmek için her türlü meşru enstrümanı kullanabilirsiniz

Ama siz kendi milletinize vereceğiniz hakları bir cinayet şebekesinin başı üzerinden vermeye kalkarsanız bu, ‘Sizin meşru temsilciniz bu cinayet şebekesinin başıdır.’ demektir.”  

Dolayısıyla ne yaptık? Çözüm sürecinde en büyük kaybımız şudur bizim: Şehitlerimizle beraber en büyük kaybımız, PKK’yı Kürtlerin meşru temsilcisi gibi algıladığımıza dair bir algı oluşmuş.

"KÜRTLERİMİZİ PKK'YA KAYBETTİK"

Bölge insanını, Kürtlerimizi, devletin, milletin yanında olan, efendim bizim bu beraberlik içerisinde ayrılmaz parçamız olan Kürtlerimizi o zaman PKK’ya kaybettik. 

Şimdi aynı hatayı Devlet Bey bir daha yapıyor. Devlet Bey bu hatayı yaparken de, efendim hikmetinden sual olunmaz, “Benim bu yaptığımı sonra anlarsınız. Ben şimdi böyle yapıyorum ama sizin ne kadar mühim bir şey yaptığımı anlayacağınız zamanlar gelir.” 

"MİLLET BEDELİNİ ÖDEYECEKSE NE YAPTIĞINIZI ANLATIN"  

Mevzuyu uzatmayın lütfen. Millet bedelini ödeyecekse ne yaptığınızı anlatın bize. Bunu niçin yapmak zorundasınız? Niçin bunu yapacak kadar sıkıştınız?  

1999'da yakalandığında bu alçak, “Ben Türk devletinin hizmetindeyim. Benim anam da Türk zaten.” dediğinde, “Ne diyorsanız yapacağım.” dediğinde, madem bu kadar akılları vardı o zaman yapsalardı. Madem böyle oluyordu mesela, 24 yıldır bu ödediğimiz bedele niye razı oldular?   

O zaman bu ödediğimiz bedelle razı olmadılar da 24 sene bu kadar bedel ödendi.

"BEN SÖYLÜYORSAM HİKMETİ VARDIR DİYE SAVUNULAMAZ"

Biz meselelerimizi doğru konuşabilme imkanı bulacağız. Birisi hani bizim zekamıza itimat etmiyorsa daha anlaşılır hale getirsin.  

Bu şimdi sizin istediğiniz zaman istediğinize söveceğiniz, istediğiniz zaman kendi meşruiyet alanınız diye sunacağınız, sonra “Ben söylüyorsam bir hikmeti vardır.” diye savunacağınız bir şey değil, bu siyaset. Bedelini millete ödettiğiniz bir şeyse bu söylediğiniz şeyin önünü arkasını konuşacaksınız. Diyeceksiniz ki: “Biz o kadar sıkıştık ki koca Türk devleti, Öcalan gibi bir kümesin içine tıkılmış bir adama, ‘Efendim sen bu işi çözmezsen biz koca devlet çözemiyoruz. Meclis çözemiyoruz, ordu çözemiyoruz, 85 milyonluk ülke çözemiyoruz, senin eline düştük.’ demektir bu.

"ÖCALAN'IN MUHATAPLIĞI DEVLETİ ORDUYU BOŞA DÜŞÜRMEKTİR"  

Ne demek bu? Ne demek bu? Yani Öcalan muhataplığı ne demek? Devleti boşa düşürmek ne demek? Meclisi boşa düşürmek ne demek? Orduyu boşa düşürmek ne demek? 

Türkçe şu demektir: “Bu meselenin çözümünde bizim takatimiz yetmedi. Bu meseleyi ancak onunla çözebiliyoruz.” demektir. Ben bunu kabul etmiyorum. Bu muhataplığı kabul etmiyorum. Devletin boşa düşürülmesini kabul etmiyorum.

"KÜRTLERE HAKARET SAYIYORUM"

Kürtlerin haklarını, Kürtlerimiz adına birtakım hakları bir cinayet şebekesiyle konuşmayı kabul etmiyorum. Kürtlere küfür sayıyorum bunu. Bunu Kürtlere hakaret sayıyorum. Öcalan deyince Kürt demeyi, Kürtler deyince PKK demeyi Kürt’e, Kürtlüğe hakaret sayıyorum. Vatanımıza hakaret sayıyorum. Öcalan’ı muhatap almayı TBM’ye hakaret sayıyorum.

Sanki bu PKK, bölgede demokratik haklarını kullanamayan Kürt vatandaşlarımızın haklarını kullanamamasından doğan bir refleks gibi algılanmaya dönüştürür bu süreci. Bunlar bir cinayet şebekesidir.  

Bölge üzerinde hesabı olan 50 tane devletin maşasıdır bunlar. Bunlar Kürt’ün başına gelmiş en büyük beladır. Yani PKK’yı Kürtlerin temsilcisi yapmak Kürtlere yapılacak en büyük ihanettir. Kürtlerinizin başına tarih boyunca pek çok münasebetli, münasebetsiz iş gelmiştir.

Haklı oldukları, gadre uğradıkları, haklarının yendiğini düşündükleri pek çok bela başlarına gelmiştir ama başlarına gelmiş en büyük bela Kürtlerin PKK’dır. Dolayısıyla bugün Milliyetçi Hareket Partisi’nin kurmayları, lideri dahil Kürtlerimizi sanki PKK temsil ediyormuş da bu sorunu Öcalan olmadan çözemiyormuşuz gibi bir algıya ne devleti, ne meclisi, ne milliyetçiliği ulaştıramazlar bence.

HABERE YORUM EKLE