KARAR TV’de konuşan Siyasal İletişim Uzmanı Dr. İbrahim Uslu, ‘Birilerine yine fatura kesilir ama dönüşüm ve merkez parti olma süreci başarılamaz. Ak Parti’yi yöneten güç yapılarına bir bakın, bunların merkez konuma gelmeyi isteyeceğini düşünmüyorum. Çünkü merkez parti olmak daha fazla şeffaflık ve katılımcılık gerektiriyor. Erdoğan bunu istese bile başaramaz çünkü Ak Parti’yi yöneten onca güç yapısını kontrol etmesi imkansız. Sonuç olarak Ak Parti’nin buradan bir geri dönüşü yok' dedi.
Elif Çakır ve Yıldıray Oğur'un yorumuyla ekranlara gelen Bi' Karar Ver programına konuk olan Siyasal İletişim Uzmanı Dr. İbrahim Uslu, Ak Parti'nin 31 Mart yenilgisine ilişkin kritik değerlendirmelerde bulundu.
2013 yılından sonra partide etkin olan güç odaklarının Ak Parti'yi merkez konuma getirmek istemeyeceğinin altını çizen Uslu, Erdoğan istese bile bir dönüşümün yaşanmayacağını, bu güç odaklarını tam olarak kontrol etmenin mümkün olmadığını belirtti.
Uslu, 'Birilerine yine fatura kesilir ama dönüşüm ve merkez parti olma süreci başarılamaz. Ak Parti’yi yöneten güç yapılarına bir bakın, bunların merkez konuma gelmeyi isteyeceğini düşünmüyorum. Çünkü merkez parti olmak daha fazla şeffaflık ve katılımcılık gerektiriyor. Erdoğan bunu istese bile başaramaz çünkü Ak Parti’yi yöneten onca güç yapısını kontrol etmesi imkansız. Sonuç olarak Ak Parti’nin buradan bir geri dönüşü olabileceğini düşünmüyorum' şeklinde konuştu.
İşte, Siyasal İletişim Uzmanı İbrahim Uslu'nun kritik değerlendirmeleri...
‘ERDOĞAN İSTESE DE AK PARTİ DÖNÜŞEMEZ’
'Erdoğan bundan önceki seçimlerde de bir fatura kesti, bir kurban arıyordu. Fatura kesecek bir adam arıyorsanız zaten meseleyi anlamamışsınız demektir. Çünkü burada fatura kesilecek bir adam yok, bir doktrinin, bir yaklaşımın, siyasal anlayışın değişmesi gerekiyor. Şimdi bunu yapmayıp da fatura kesecek bir adam arıyorsanız, kime keserseniz kesin hiç fark etmez, o kişiler gerçekten bu başarısızlıktan sorumlu bile olsalar değişen bir şey olmaz. Başkanlık sistemini referanduma sunarak halka soruyorlar ve bir anda 7.5 puan kaybettikleri görülüyor ve bunun nedenlerini hiç sorgulamıyorlar. Zamanında bunu ben tartıştım ve Ak Parti’ye yakın araştırmacılar bana karşı sanki bir kahraman gibi direndiler, beni hain ilan ettiler. Sonra baktılar ki gerçekten de vatandaş destek vermiyormuş, bir anda paniğe kapıldılar. Her gece ortak yayın yaptılar. Seçim bitti ve 51.5 ile kazandılar ama oy vermeyen ve partiden kopan insanların sahip olduğu nedenler hiç düşünülmedi.'
Ak Parti 2019 seçim sonuçlarını sorguladı mı? Ben hatırlamıyorum. Zaten 2019’daki o sonuçları sorgulamış olsaydı bugüne kadar uyguladığı o daha da sağa-otoriterliğe giden adımları atar mıydı. Bundan 10 ay önce yüzde 35’e düştüğünde sorgulamayan bünye 0’a düştüğünde de bu başarısızlığı benimser, bir şey demez. Bu karizmatik liderlik figürünün Ak Parti’deki bir değişime engel olduğunu düşünüyorum. Ak Parti’de oluşan yeni kurumsal kültürün, yapının ve doktrinin düzelmeye yönelik bir değişime uygun olmadığı fikrindeyim. Bundan önceki diğer sağ partiler de bunu yapamadı, Ak Parti de bunda başarılı olamaz. Birilerine yine fatura kesilir ama bu dönüşüm ve merkez parti olma süreci başarılamaz. Ak Parti’yi yöneten güç yapılarına bir bakın, bunlar merkez konuma gelmeyi istemeyecektir. Çünkü merkez parti olmak daha fazla şeffaflık ve katılımcılık gerektiriyor. Erdoğan bunu istese bile başaramaz çünkü Ak Parti’yi yöneten onca güç yapısını kontrol etmesi imkansız. Sonuç olarak Ak Parti’nin buradan bir geri dönüşü olabileceğini düşünmüyorum.'
'HEM SEÇMEN HEM DE CHP OLGUNLAŞTI'
'Hem seçmende hem de CHP’de kurumsal olarak bir olgunlaşma ortaya çıktı. Çünkü ilk çarşaf açılımında CHP’lilerin verdiği tepkiyi hatırlayın, çarşaflı kadınları tartaklayarak otobüsten atmışlardı. Şimdi ise hiçbir CHP’linin böyle şeyleri düşündüğünü sanmıyorum. Benim gördüğüm kadarıyla her iki taraf da olgunlaştı. Zaten bu olgunlaşma olmadan belli şeylerin olması mümkün değil. Bence CHP’nin kurumsal tabanı da yeterince olgunlaştı. CHP’nin kendisi de ‘Ben sola gitmek için yola çıktım buraya nasıl geldim?’ diye anlamadı. Çünkü reel politiğe uygun, rasyonel davrandı. İdeolojik şeylerle, at gözlükleriyle meseleye bakmadı, kazanma odaklıydı. Birçok zihinsel bariyeri çoktan aşmıştı ve parti örgütleri de bunları başardı.' Birçok yerde sağdan adaylara kimse itiraz etmedi, büyük bir coşkuyla destek verdiler. Kimse kimseyi yadırgamıyor.
'MERKEZ OLMAK KOLAY ZOR OLAN UÇ HALE GELMEK'
Merkezde kalmak aslında zor bir şey değil, uçlarda siyaset yapmak zor. Ak Parti merkezde kalıyordu ve hiçbir şey olmuyordu. Ne zaman ki Ak Parti ‘Ben merkezden sıkıldım yeni maceralar arayacağım’ dedi, o zaman zorlanmaya başladı. Bunu yapmaya da kendisini kuran ve o günlere getiren ekibin tamamını tasfiye etmekle başladı. Bir iç darbe yaşayarak süreci başlatmak zorunda kaldı. Merkezde kalmaksa çok kolay, hiçbir şey yapmanız gerekmiyor. Toplumun ortak değer ve karakteri neyse, orada yer alıyor, herkese kapınızı açıyorsunuz. Şu anda CHP tamı tamına böyle bir parti, herkes var orada, dediğim gibi. Oy verenlerin profiline baktığınız zaman çok renkliliği görüyorsunuz. CHP’nin içinden sanki Türkiye’nin ideolojik dağılımını ölçüyormuşsunuz gibi bir şey çıkıyor.'
HABERE YORUM EKLE